18 Ağustos 2008 Pazartesi

Varoulko'da Vasatlığın Ötesine Geçemeyen Hayli Pahalı Bir Yemek


Bu Istanbul'daki bir restoranla ilgili ilk yazım olacak...Aslında kendim de bir restoran sahibi olduğum için bugüne kadar Istanbul'daki herhangi bir restoranla ilgili bir fikir beyan etmekten kaçınmıştım. Ama yemeğin ardından bunu yazmam gerektiğine karar verdim...

Londra'da yaşayan eşimle Istanbul'da birlikte olduğum nadir zamanlardan birinde, çok sevdiğimiz bir çiftle (Gazanfer ve Ayla) akşam yemeği yemek için sözleştik. Restoran seçimi bana bırakıldığı için ne zamandır gitmek istediğim, eleştirilerine çok değer verdiğim restoran kritiği sevgili Vedat Milor'dan olumlu sayılacak bir not alan, Atina'daki orijinali Michelin yıldızı almış olan Varoulko'da karar kıldım.

Bir gece önceden arayıp, bizim restoranın misafirlerinden alışık olduğum şekilde, deniz kenarındaki en güzel masalardan birine rezervasyon yapılmasını istedim. Bir Cumartesi akşamı için bir gece önceden yer bulabildiğim için sevindim. Ertesi gece Gazanfer ve Ayla'dan önce mekana vardık, L şeklinde uzanan mekanda rezervasyon görevlisi deniz kenarı bir masa istediğimizi hatırlattığımızda bizi gerçekten de deniz kenarında güzel bir masaya oturttu.

Basın bültenlerinde Lefteris Lazarou için 'Deniz ürünleri hazırlamakta öncü ve deniz mahsülleri konusunda tüm dünyada “sihirbaz” olarak tanınan şef tanımlaması yapıldığı için yemekleri merak ediyordum. Tabii şunu da biliyordum aslında, şef Lazarou muhtemelen çok kısa bir hazılığın ardından Istanbul şubesinin menusunu oluşturmuş, belki bir belki bir kaç kere Istanbul'a gelmiş, bence tamamı yerli ustalardan oluşan ekibi de yeterince eğitme fırsatı bulamamıştı. Yine de beklentilerim yüksekti.

Şarap listesinden Sarafin Sauvignon Blanc'ı seçtik. Menude iki tane set seçenek vardı: Acropolis ve Lycabettus...Dört kişi olduğumuzdan ve herşeyi denemek istememizden olsa gerek iki Acropolis, iki de Lycabettus ısmarladık. Ilık değil, neredeyse soğuk gelen çorbalar yaklaşmakta olan hayal kırıklığının habercileriydi adeta. Ne benim yediğim kuşkonmaz, misket limonu ve zencefilli kerevit çorbası, ne de diğer menude yer alan lagos yanağı ve kuşkonmazlı sübye mürekkebi çorbası damaklarda iz bırakacak cinstendi. Ardından benim payıma kekik soslu kalamar düştü, kalamarlar Vedat Milor'un deneyiminde olduğu gibi resmen kayış gibiydi ve soğumuş olarak masaya ulamıştı, bu da ben de ciddi bir mutsuzluk yarattı. Ercan da önüne gelen ızgara yılan balığından çok etkilenmiş görünmüyordu. Daha sonra günün balığı olarak seçtiğimiz lagos herkese servis edildi, ayrıca ıstakozlu bavette (linguine) ortaya geldi. Her ikisi de güzeldi. Ama baştaki iki course'un yarattığı tatminsizlik hissinin gölgesinde kaldı bu yemekler. Ardından yüzümü güldüren tatlı da olmasaydı gerçekten keyfim iyice kaçacaktı. Ben passion fruit'lu çikolata kremasını yerken kendimden geçtim, diyete girmeden önce 'altın vuruş' olarak yenilecek cinsten birşey bu.


Reina'nın içinde yer alan Varoulko'nun manzarası eğer deniz kenarında iseniz gerçekten çok etkileyici. Ama ne yalan söyleyeyim, manzaraya, keyifli muhabbete, muhteşem çikolatalı tatlının yarattığı hazza rağmen, iki şise şarapla birlikte
servis hariç ödenen 650 YTL'lik masa hesabı yenilen yemeğin hakkı değildi. İşin içinde Michelin yıldızının yarattığı yüksek beklenti seviyesi olmasa bile değildi...Bir daha gitmek ister miyim? İstemem...


Bence iş biraz aceleye getirilmiş. Mutfakla masalar arasındaki mesafenin uzaklığı önemsenmemiş. Bir de sezon kısa olduğu için ciroları maksimize etmek adına koltuk sayısı çok yüksek tutulmuş. Benim gördüğüm kadarı ile 100'ün üzerinde idi. Michelin yıldızlı bir restoranda koltuk sayısının 60'lari geçtiğine pek rastlamadım ben. Ayrıca Atina'daki orijinal restorandaki oturma kapasitesini de gerçekten merak ettim.

Yine de böyle bir ismi Türkiye'ye getirmek büyük bir başarı. Şef Lazarou Istanbul şubesine daha fazla vakit ayırır, ağırlanan kişi sayısı kısıtlanır, malzeme seçimine daha çok itina edilir, tam donanımlı bir mutfağa sahip normal bir kışlık mekana geçilirse daha tatminkar sonuçların ortaya çıkmaması için hiçbir neden yok.

Yemek 6, Dekor 9, Servis 7, Hesap 5, Lokasyon 10.

Hiç yorum yok: